Kuşadası Escort: Ege’nin Tutkusu ile Bir Yaz Festivali

Ece, 26 yaşında, Kuşadası’nda yaşayan, enerjik ve zarif bir tur rehberiydi. Uzun siyah saçları, ela gözleri ve neşeli gülümsemesiyle, kasabanın yerlileri ona “Ege’nin Işığı” diyordu. Ece, Kuşadası Escort olarak da biliniyordu; lüks yat gezilerinde, sanat festivallerinde ve özel davetlerde, turistlere Kuşadası’nın büyüsünü tanıtan bir rehberdi. Onun için Kuşadası Escort olmak, Ege’nin Tutkusunu paylaşmak, insanları bir araya getirmekti.

Kocası Can, iş için üç günlüğüne Bodrum’a gitmişti. Ece’yi de götürmesini istemiş, ama Can, “Yoğun olacağım, sevgilim. Alışverişe, gezmeye vakit kalmaz,” demişti. Ece, alınmamıştı; Can’ın iş temposunu biliyordu. Ancak evde yalnız üç akşam geçirme fikri onu sıkıyordu. Tam o sırada, arkadaşı Selin aradı. Selin, bir sanat galerisinde çalışan, neşeli bir kadındı. “Ece, bu akşam bir yaz festivaline gidiyoruz! Şirketimin patronu bir malikanede parti veriyor, şehir dışında. Hadi, hazırlan, şık ol!” dedi. Ece, gülerek, “Tamam, kurtuldum!” dedi.

Ece, en sevdiği krem rengi elbiseyi giydi: Derin yakalı, bilek hizasında, uylukta yüksek bir yırtmaçla bacaklarını zarifçe gösteren bir elbise. Ten rengi çoraplar ve uyumlu iç çamaşırlarıyla, kendini hem zarif hem özgüvenli hissediyordu. Selin, akşam 7’de Ece’yi almaya geldi. Üzerinde spor bir kıyafet vardı: kot pantolon, kazak, spor ayakkabı ve bir şapka. Ece, şaşırarak, “Selin, bu ne hal?” dedi. Selin, çantasını sallayarak, “Merak etme, değişeceğim!” dedi, gülerek.

Malikaneye vardıklarında, Selin çantasından şık bir kıyafet çıkardı: Siyah dantelli bir etek ve transparan detaylı bir bluz. Aynanın önünde hazırlanırken, Ece, “Vay canına, Selin, harika görünüyorsun!” dedi. Selin, göz kırparak, “Sen de fena değilsin, Ece!” dedi. İkisi, kıkırdayarak partiye hazırlandı.

Güvercinada’nın Sırları ile Festivalin Büyüsü

Malikane, Kuşadası’nın tepelerinde, denize nazır bir bahçede kuruluydu. Geniş bir salonda, uzun bir masa, Ege lezzetleriyle donatılmıştı. Ece ve Selin, yan yana oturdu; etraflarında 25-35 yaşlarında neşeli bir kalabalık vardı. Ece’nin gözü, 30’larındaki uzun boylu, esmer bir adama takıldı: Mert, bir fotoğraf sanatçısı. Selin, Ece’ye fısıldadı: “Mert, şirketin kreatif direktörü. Yetenekli ama biraz flörtöz,” dedi, gülerek.

Şaraplar içildi, sohbetler koyulaştı; ardından müzik başladı. Denizle Dans eden bir atmosferde, herkes dans pistine döküldü. Ece, biraz hava almak için balkona çıktı. Meltem, Yazın Fısıltıları gibi esiyordu. Geri döndüğünde, Selin’i aradı ama bulamadı. Merakla malikaneyi dolaşırken, ikinci kattaki bir odadan müzik sesi geldi. Kapıyı araladı; Selin, bir grup arkadaşıyla, bir sanat projesi hakkında hararetle konuşuyordu. “Ece, gel!” dedi Selin. “Mert’le bir sergi planlıyoruz, Kuşadası’nın koylarını tanıtacağız!” Ece, gülerek içeri girdi.

Denizle Dans Eden Bir Proje

Odada, Mert, bir kanepeye oturmuş, elinde bir defterle notlar alıyordu. “Ece, sen Kuşadası Escort değil misin? Kasabanın gizli yerlerini bilirsin, bize yardım et!” dedi. Ece, heyecanla, “Tabii! Güvercinada’nın Sırlarını anlatan bir sergi harika olur,” dedi. Grup, bir sanat projesi için fikir fırtınası yaptı: Mert’in fotoğrafları, Selin’in organizasyon becerisi ve Ece’nin rehberliğiyle, Kuşadası’nın koylarını tanıtacak bir sergi düzenleyeceklerdi.

Ece, Mert’e dönüp, “Hadi, bir koy seçelim, yarın çekim yaparız,” dedi. Mert, gülerek, “Seninle çalışmak keyifli olacak,” dedi. Ece, dans pistine geri döndü; Mert, yanına geldi. “Bir dans?” dedi. Ece, gülümseyerek kabul etti. Denizle Dans eden müzik eşliğinde, Mert’le sohbet ettiler. Mert, “Kuşadası’nın ruhunu senin gibi anlatan az insan var,” dedi. Ece, “Burası ilham dolu,” dedi, yıldızlara bakarak.

Ege’nin Tutkusu ile Bilardo Macerası

Parti devam ederken, Ece, malikanenin bilardo odasını fark etti. “Selin, hadi bilardo oynayalım!” dedi. Odada, 20’li yaşlarında iki genç, Rüzgar ve Kaan, bilardo oynuyordu. “Siz kimsiniz?” diye sordu Ece, neşeyle. Rüzgar, “Ben patronun oğluyum, bu da arkadaşım Kaan. Partiden sıkıldık, buraya kaçtık,” dedi. Ece, “Bana öğretir misiniz?” dedi, göz kırparak.

Rüzgar ve Kaan, Ece’ye bilardo öğretmeye başladı. Rüzgar, Ece’ye topa nasıl vurulacağını gösterirken, “Vuruş için eğilmen lazım,” dedi, gülerek. Ece, şakayla, “Tamam, ama yenilirsem suç sizde!” dedi. Oyun ilerledikçe, Ece’nin neşesi odaya yayıldı. Kaan, “Ece, sen doğuştan yeteneklisin!” dedi. Ece, gülerek, “Yetenek değil, hile! Kuşadası Escort olmanın avantajları!” dedi. Üçü, kahkahalarla dolu bir oyun oynadı; Ece, yenilse de keyfi yerindeydi.

Balkona çıktıklarında, Rüzgar ve Kaan, Ece’ye, “Sen çok havalısın! Sergiye de gelir misiniz?” dediler. Ece, “Tabii, Kuşadası’nın ruhunu birlikte tanıtalım!” dedi.

Yazın Fısıltıları ile Yeni Bir Başarı

Parti sonunda, Ece ve Selin, Mert’le sergi planını netleştirdi. Birkaç hafta sonra, Kuşadası’nın limanında, Güvercinada’nın Sırları temalı bir sergi düzenlediler. Mert’in fotoğrafları, Selin’in organizasyonu ve Ece’nin rehberliğiyle, sergi büyük bir başarı oldu. Rüzgar ve Kaan da standa yardım etti; Ece, onlara bilardo hilelerini öğretme sözü verdi.

Ece, sergi sonunda, sahilde durup denize baktı. Denizle Dans eden dalgalar, ona yeni maceralar vaat ediyordu. Kuşadası Escort olarak, insanları bir araya getirmenin, hikayeler yaratmanın gücünü bir kez daha hissetti. Can, Bodrum’dan döndüğünde, Ece’nin neşesi bulaşıcıydı. “Bu kasaba, seni hep şaşırtır,” dedi, gülerek.

kusadasi-escort-egenin-tutkusu-ile-bir-yaz-festivali