Selin, 22 yaşında, İzmir’de sanat tarihi okuyan bir üniversite öğrencisiydi. Yaz tatilini geçirmek için Kuşadası’na gelmiş, bir arkadaşının kiralık dairesine yerleşmişti. Uzun dalgalı saçları, ela gözleri ve neşeli gülümsemesiyle, kasabanın yerlileri ona “Ege’nin Gülü” diyordu. Selin, Kuşadası Escort olarak çalışıyordu; lüks yat partilerinde, sanat etkinliklerinde ve özel davetlerde, insanları bir araya getiren bir rehberdi. Onun için Kuşadası Escort olmak, sadece bir iş değil, Ege’nin Tutkusunu paylaşmanın, hikayeler yaratmanın bir yoluydu.
Bir cumartesi sabahı, Selin, dairede yalnızdı. Sevgilisi Arda, sık sık yaptığı gibi, arkadaşlarıyla bir balık tutma gezisine çıkmıştı. Selin, bu yalnızlığı fırsat bilip daireyi düzenlemeye karar verdi, ardından çarşıya çıkmayı planladı. Ancak kapı zili çaldığında, planları değişti. Gözetleme deliğinden baktığında, 50’lerindeki güleryüzlü bir adam gördü. “Merhaba, Selin Hanım,” dedi adam, “Ben Halil Amca, Arda’nın babasıyım. Yakından geçiyordum, uğradım.” Selin, şaşırdı; Arda, babasının geleceğinden bahsetmemişti.
“Merhaba, Halil Amca, buyurun,” dedi Selin, nezaketen. “Arda burada değil, balık tutmaya gitti.” Halil Amca, gülümseyerek, “Olsun, seninle tanışmak istedim. Arda hep senden bahsediyor,” dedi. Selin, çay ikram etmek için mutfağa geçti, ama Halil Amca’nın samimi tavırları onu biraz şaşırtmıştı. Çay tepsisiyle salona döndüğünde, Halil Amca’nın koltukta rahatça oturduğunu gördü. “Kuşadası’nda neler yapıyorsun, Selin?” diye sordu. Selin, Kuşadası Escort kimliğini saklayarak, “Çarşıyı geziyorum, deniz kenarında vakit geçiriyorum,” dedi.
Güvercinada’nın Sırları ile Çarşıda Bir Tesadüf
Halil Amca, kısa bir sohbetten sonra ayrıldı, ama Selin’in aklı karışmıştı. Yalnız kalmamak için çarşıya çıkmaya karar verdi. Kuşadası’nın renkli sokaklarında, zeytinyağı kokuları ve el işi tezgahlar arasında dolaşırken, bir antika dükkanına girdi. Dükkanın sahibi, 30’larındaki enerjik bir kadın olan Deniz’di. Deniz, Selin’e, “Bu kolye, Güvercinada’nın Sırlarını taşıyor,” diyerek antik bir parça gösterdi. Selin, kolyenin hikayesini dinlerken büyülenmişti: Efsaneye göre, bu kolye, bir korsan aşığın sevgilisine hediyesiydi.
Dükkana, 25 yaşlarında, uzun boylu bir adam girdi. “Merhaba, ben Ege,” dedi. “Kuşadası’nda bir sanat projesi için ilham arıyorum.” Deniz, Selin’e dönüp, “Selin, sen Kuşadası Escort olarak kasabanın ruhunu en iyi bilirsin, Ege’ye rehberlik et!” dedi. Selin, gülerek, “Tabii, neden olmasın? Hadi, Denizle Dans eden bir yere gidelim,” dedi.
Denizle Dans Eden Bir Keşif
Selin, Ege’yi Kuşadası’nın az bilinen bir koyuna götürdü. Zeytin ağaçlarıyla çevrili, turkuaz sularla yıkanan bir sığınaktı. “Burası, Yazın Fısıltılarının duyulduğu yer,” dedi Selin, denize bakarak. Ege, hayranlıkla not defterini çıkardı. “Bu koy, bir tablo gibi,” dedi. Selin, kolyenin korsan efsanesini anlattı. “Hadi, hazine avına çıkalım!” dedi, şakayla. İkisi, kayalıklarda dolaştı, şnorkelle daldı; dalgalar, Denizle Dans ederken kahkahaları taşıdı. Hazine bulamasalar da, bir antik taş buldular. “Bu, bizim sırrımız,” dedi Ege, gülerek.
Koyda güneş batarken, Selin ve Ege, sahilde bir ateş yaktı. Selin, çantasından yerel bir şarap çıkardı. “Kuşadası’nda her keşif, bir kadehle kutlanır,” dedi. Ege, Selin’e, İstanbul’da ressam olduğunu, Kuşadası’na bir sergi için ilham aramaya geldiğini anlattı. Selin, Kuşadası Escort olarak, insanların hikayelerine dokunmaya alışkındı; Ege’nin tutkusunu hissetti. “Burası sana ilham verecek,” dedi, yıldızlara bakarak.
Ege’nin Tutkusu ile Bir Sanat Projesi
O akşam, Selin’in arkadaşı Lara, koya geldi. Lara, Kuşadası’nın gece hayatında tanınan bir müzisyendi. “Selin, yine mi bir maceradasın?” dedi, gülerek. Lara, Ege’ye, “Selin’le tanıştıysan, Kuşadası’nın ruhunu keşfedeceksin!” diye takıldı. Üçü, ateş başında sohbet etti; Lara’nın getirdiği ukuleleyle şarkılar söylediler. Ege’nin Tutkusu, koyda yankılanıyordu.
Ertesi gün, Selin, Ege ve Lara, Kuşadası çarşısında bir sanat sergisi düzenlemeye karar verdi. Ege’nin çizimleri, Lara’nın müzikleri ve Selin’in bulduğu antik taşla bir stand kurdular. Selin, Kuşadası Escort kimliğiyle, kalabalığı büyüledi; her çizimin, her şarkının hikayesini anlattı. Yerliler ve turistler, standa akın etti. Bir turist, antik taşı satın almak isteyince, Selin, “Bu sadece bir hikaye, satılık değil,” dedi, gülerek. Ancak sergi, kasabada büyük yankı uyandırdı.
Yazın Fısıltıları ile Yeni Bir Özgüven
Sergi sonunda, Ege, Selin’e bir çizim hediye etti: Koyda, ateş başında gülümserken yapılmış bir eskiz. “Bu, Güvercinada’nın Sırlarını hatırlatır,” dedi. Selin, çizimi alırken, “Kuşadası’na yine gel, Ege. Daha çok koy var,” dedi. Ege, “Söz,” dedi, gülümseyerek. Lara, yanlarında belirip, “Selin, bu ekibi dağıtma!” diye şaka yaptı.
Selin, o yaz Kuşadası’nda yeni dostluklar kurmuş, özgüvenini pekiştirmişti. Kuşadası Escort olarak, insanları bir araya getirmenin, hikayeler yaratmanın gücünü bir kez daha hissetti. Arda eve döndüğünde, Selin’in neşesi bulaşıcıydı. Sahilde durup denize baktı; Denizle Dans eden dalgalar, ona yeni maceralar vaat ediyordu.